Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi (BMGK), Yemen’deki İran destekli Husi savaşçıların Kızıldeniz’deki gemileri hedef alan saldırılarının acilen durması çağrısı yapan karar tasarını kabul etti.
Tasarı ülkelere gemilerini saldırılara karşı savunma hakkı tanıyor. Yani, bölgede bulunan ABD öncülüğündeki çok uluslu donanma görev gücüne, Kızıldeniz ve Aden Körfezi’nde ticari gemileri hedef alan saldırıları püskürtmesine yeşil ışık yakıyor.
ABD ve Japonya tarafından sunulan tasarı, 15 üyeli BMGK’de 11 ‘evet’ ve 4 “çekimser” oyla kabul edildi.
Husilerse BMGK’daki kararı “siyasi bir oyun” olarak niteleyerek kınarken, İsrail Gazze’ye insani yardım girişine izin vermediği sürece saldırılarını durdurmayacaklarını açıkladı.
ABD ve İngiltere’yse karar tasarısı öncesi, Husileri, Kızıldeniz’deki eylemlerinin sonuçlarına dair uyararak, Husilere yönelik askeri bir adım atılabileceğinin işaretlerini vermişti.
İngiltere Savunma Bakanı Grant Shapps de, Yemen’e yönelik olası bir saldırıyla ilgili soruya “Burayı izlemeye devam edin” yanıtını vermişti.
Öte yandan Husiler, Salı günü İsrail’e yardım götürdüğünü iddia ettikleri bir ABD gemisini hedef aldıklarını açıkladı. Bu, 19 Kasım’dan bu yana Husiler tarafından hedef alınan 26’ıncı ticari gemi.
ABD ve İngiltere: Kızıldeniz’deki “en büyük Husi saldırısını” püskürttük
İngiltere Savunma Bakanlığı, ABD Donanması ile birlikte dün Yemenli Husi isyancılarının Kızıldeniz’deki sevkiyat gemilerini hedefleyen “en büyük kolektif saldırısını” püskürttüklerini açıkladı.
ABD ordusu Husilerin önceki gece boyunca 21 silahlı insansız hava aracı (SİHA) ve misil saldırısı düzenlediğini belirtti.
Bunların uçak gemisinden fırlatılan jetler ve dört savaş gemisiyle vurulduğu belirtildi. Saldırılarla ilgili herhangi bir ölüm, yaralanma ya da hasar bildirimi yapılmadı.
Husiler konuyla ilgili bir açıklama yapmadı ancak Gazze Şeridi’ndeki savaşa tepki olarak bir süredir gemileri hedef aldıkları biliniyor. Bu gemilerin İsrail’le bağlantılı olduğunu iddia ediyorlar ancak gerçekte durum her zaman böyle değil.
ABD Merkez Komutanlığı Salı günkü de dahil 19 Kasım’dan bu yana Husiler tarafından Kızıldeniz’de 26 saldırı gerçekleştirildiğini ifade etti.
Açıklamaya göre, yerel saatle 21.15’te, İran tasarımı tek yönlü saldırı İHA’sı ve gemisavar füzeler, Yemen’de Husilerin kontrolündeki bölgelerden Kızıldeniz’in güneyindeki uluslararası ticaret yoluna gönderildi.
18 İHA, iki gemi füzesi ve bir balistik füze, Kızıldeniz’de konuşlanan USS Dwight D Eisenhower uçak gemisinden kalkan F/A-18 savaş uçaklarıyla ve USS Gravely, USS Laboon, USS Mason ve HMS Diamond isimli dört muhriple vuruldu.
Bir İngiliz güvenlik kaynağının BBC’ye bildirdiğine göre, HMS Diamond yedi Husi SİHA’sını Sea Viper füzeleri ve silahlarıyla vurdu. Bu füzelerin her biri 1,3 milyon dolar değerinde.
Saldırının Kızıldeniz’de “şimdiye kadarki en büyük Husi saldırısı” olduğunu söyleyen İngiltere Savunma Bakanı Grant Shapps sabah erken saatlerde yaptığı konuşmada, “İngiltere’nin yakın müttefikleri daha önce yasa dışı saldırıların kabul edilemez olduğunu ve devam etmesi durumunda Husilerin sonuçlarına katlanacağını açıkça belirtti” dedi ve ekledi:
“Masum hayatları ve küresel ekonomiyi korumak için gerekeni yapacağız.”
Ardından Sky News’e konuşan Shapps, bölgede yaşanan kötü şeylerin çoğunun arkasında İran’ın olduğunu söyledi. Tahran ve Husileri, ticaret gemilerine saldırılar sonlandırılmazda, bunun “sonuçları olacağı” konusunda uyardı.
Yemen ya da İran’da Husi hedeflerine karşı Batı’nın askeri olarak harekete geçip geçmeyeceği sorulduğunda, “Detay veremem ama ortak açıklamamızda saldırılar sonlanmazsa harekete geçileceği konusunda net bir yol çiziliyor. Söyleyebileceğim en basit şey ‘takipte kalın'” dedi.
Bir hafta önce ABD, İngiltere ve Almanya, İtalya, Avustralya, Bahreyn, Japonya dahil 10 ülke daha ortak açıklamayla benzer bir uyarı yapmıştı. Bu, füzelerin depolandığı ve ateşlendiği yer de dahil olmak üzere Yemen’deki Husilere karşı askeri harekat tehdidi olarak yorumlanmıştı.
Saldırıların “dünyanın en önemli deniz rotalarından birinde küresel ticaretin bel kemiği olarak hizmet veren serbest denizciliği doğrudan tehdit ettiği” söylenmişti.
Husi askeri sözcüsü Yahya al-Sarea da, kuvvetlerinin, çok sayıda balistik ve donanma füzesi ile SİHA’larla operasyon düzenlediğini doğruladı.
“İsrail’e destek sağlayan bir ABD gemisi hedef alındı” dedi ve ekledi:
“Operasyon, ABD düşman kuvvetlerinin deniz kuvvetlerimize yönelik hain saldırısına ilk yanıt olarak yapıldı.
“Ülkemizin, insanlarımızın ve milletimizin meşru hakkını korumak için tüm düşmanca tehditlere karşı çıkmaktan çekinmeyiz.”
Yahya al-Sarea, işgal altındaki Filistin’e doğru giden İsrail gemilerini engellemeye devam edeceklerini de ifade etti.
Küresel deniz ticaretinin yaklaşık yüzde 15’i, Süveyş Kanalı ile Avrupa’yı Asya’ya bağlayan Kızıldeniz üzerinden geçiyor.
Saldırılardan dolayı petrol fiyatlarının artması ve tedarik zincirinin zarar görmesinden korkuluyor.
Ticari gemilerin yüzde 20’si şu an Kızıldeniz yerine Afrika’nın güneyinden dolaşarak çok daha uzun bir yoldan taşımacılık yapıyor.
Husiler, Hamas’a destek olmak için İsraillilerin sahip olduğu ya da İsrail bandrollü gemileri hedef aldığını söylüyor.
Geçtiğimiz Cuma günü Husi kontrolündeki hükümetin dışişleri bakanı, Kızıldeniz’in “işgal altındaki Filistin limanlarına gidenler dışındaki gemiler için tamamen güvenli” olduğunu açıkladı.
Kendilerine Ensar Allah adını da veren Husiler, Yemen’deki Şii azınlığı Zeydiler’den oluşan silahlı bir grup.
2000’lerin başında Yemen hükümetine karşı isyanlar düzenlediler ve 2014’te başkent Sanaa’nın kontrolünü ele aldılar. Sonraki yıl bu kontrolü Yemen’in batısında büyük bir alana doğru genişlettiler ve büyük bir siyasi güç elde ettiler.
Bu süreçte 150 binden fazla insan öldürüldü ve 21 milyon kişi insani yardıma muhtaç hale geldi.
Suudi Arabistan ve ABD, İran’ı; Birleşmiş Milletler silah ambargosunu delerek Husilere SİHA, gemi ve balistik füze dahil silah kaçakçılığı yapmaklar suçluyor. İran bu suçlamaları kabul etmiyor.